Tunç Soyer savunma yaptı!
Written by Ulvi Tanrıverdi on 19/09/2025
‘Sayın Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmiş…’
Kamuoyunda ‘kooperatif davası’ olarak bilinen, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş.’de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında olduğu 11’i tutuklu toplam 65 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıkıyor.
Davanın ilk duruşmasına CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel, Gökçe Gökcen, Murat Bakan, Aylin Nazlıaka ile CHP’li milletvekilleri Seda Kaya Ösen, Mahir Polat, Ednan Arslan, Rıfat Nalbantoğlu, Rahmi Aşkın Türeli, Sevda Erdan Kılıç, Salih Uzun, Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, Şenol Aslanoğlu’nun eşi Duygu Aslanoğlu ve belediye başkanları da katıldı.
ÖZGÜR ÖZEL DE TAKİP ETTİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik kooperatif soruşturmasında tutuklanan aralarında eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da sanıklar arasında yer aldığı davanın ilk duruşmasını Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesinde takip etti.
SOYER’İN AVUKATI: DAVA İZMİR’DE GÖRÜLMELİ
Tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlarının kimlik tespitinin ardından, tutuklu sanıklar savunmalarını yapmaya başladı.
Duruşmada söz alan Soyer’in avukatı Murat Aydın, “Aliağa’dayız ama siz İzmir Ağır Ceza Mahkemesisiniz. Aliağa’ya, Menemen bakıyor. Siz coğrafi olarak bile yetkili değilsiniz. O yüzden bu davanın İzmir’de görülmesini talep ediyoruz. Bu davanın Şakran’da olduğundan kimsenin haberi yoktu. Resmi olarak tebliğ edilmedi. Yargılama kolektif bir işlem. Bu yargılamaya olağanüstü görüntüsü vermemek lazım. Bizim talebimizi kabul edin, hiç değilse reddedin ama bir karar verin” dedi.
ESKİ GENEL SEKRETER BARIŞ KARCI: KAMU ZARARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Tutuklu sanık eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı ise “18 yaşından beri memurum. 20 yıldır İZBB’de çalışıyorum. 18 yılı yönetici olarak çalıştım. 2 yıl genel sekreterlik yaptım. Şimdi daire başkanı kadrosunda çalışıyorum. Görev yaptığım dönemde büyük projeler ve bütçe yönetiminde görev aldım. Bugüne kadar hiçbir adli durumum olmadı. İlk defa bir ceza yargılaması geçiriyorum. Yapmadığım bir şeyi anlatmanın üzüntüsü içerisindeyim” dedi.
“Biz Sayıştay’ın kararlarını dikkate aldık. İZBETON olarak devam eden bir kooperatif hakkında geri dönük karar aldık. Ve bu hukuki bir durum. Sayıştay’ın önerisi de bu. İZBETON’un kooperatiflere yetki devri konusunda bir sorun yok. Bize verilen kurallara göre kararlar aldık. Yetki devri yapılarak şirketler yönetiliyor. Şeffaf şekilde ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak bu işlemler yapılıyor” diyen Karcı, savunmasına şöyle devam etti:
“Yetki devri ve yönetim kurulu kararı dışında kendimle ilgili bir iddiaya rastlamadım. Kamu zararından bahsediliyor. Ama bu gerçeği yansıtmıyor. Olasılıklar üzerinden zarar iddiası var. Bu tespit neye dayandırılıyor. Kira yardımı diye adlandırdığımız, arsalarını teslim edenlere belediye meclis kararı ile belirlenen bir kira yardımında bulunuyor. Eğer inşaatlar zamanında bitirilemezse, bu kira yardımı yapılıyor. Buradan bir tespit yapılıyor. Zarar tespiti için inşaatların bitirilip bitirilmediğinin tespiti lazım. Yeni belediye yönetimini, bu kooperatif inşaatlarının bitirilmesi yönünde kararlar alıyor. İyi niyet protokolleri de imzalanıyor.”
Bir kamu zararı olması halinde Sayıştay’ın suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirten Karcı, tahliyesini istedi.
TUNÇ SOYER: “KOOPERATİFÇİLİK DOLANDIRICILIK DEĞİLDİR”
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hakkında yürütülen davada savunmasını yaptı. 80 gündür tutuklu bulunduğunu belirten Soyer, “Neden özgürlüklerimden mahrum bırakıldığımı, sevdiklerimden uzaklaştırıldığımı, tek kişilik bir hücrede hayattan koparılmaya çalışıldığımı düşünüyorum” dedi.
Birleşmiş Milletler’in 2025 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Soyer, “Biraz ironik belki ama bugün biz kooperatifçiliği savunurken, Sayın Cumhurbaşkanı aynı anda Türkiye Kooperatifçilik Stratejik Eylem Planı’nı açıklıyor. Muhtemelen kooperatifçilik eğitimi müfredata girecek. Bu harika olur. Hiç olmazsa artık kimse mahkeme salonlarında kooperatifçiliğin dolandırıcılık olmadığını savunmak zorunda kalmaz” diye konuştu.
İddianamede yer alan suçlamalara da değinen Soyer, kooperatiflerle yapılan protokollerde imza süreçlerinin hukuka uygun olduğunu, kira ödemelerinin kamu zararı sayılamayacağını belirterek, “Avukatlarım hukuki gerekçeleri ortaya koyacak. Ben ise hangi niyet ve kastla hareket ettiğimizi, hangi toplumsal gerçeklerle bu adımları attığımızı açıklayacağım” ifadelerini kullandı.
Soyer, savunmasında kentsel dönüşüm çalışmalarını da hatırlattı. İzmir nüfusunun yaklaşık yüzde 70’inin depreme dayanıksız binalarda yaşadığına dikkat çeken Soyer, “TOKİ’nin yaptığı 5-6 bin konutla teselli bulup bir kenara mı çekilseydik? Müteahhitlerin girmediği ihalelerde ‘biz sorumluluğumuzu yaptık, girmedilerse yapacak bir şey yok’ mu deseydik? On binlerce insanın öleceği bir felaketi kadermiş gibi beklemeyi mi tercih etseydik?” diye sordu.
ERDOĞAN’A ELEŞTİRİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik “TOKİ’yi geçmek için bu işe kalkıştılar” sözlerini de eleştiren Soyer, “Sayın Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmiş. Biz, bizden önce başlatılan ve sorumluluğumuzda olan kentsel dönüşüm süreçlerini kooperatif modeliyle aşmaya çalıştık. Yasanın üzerimize yüklediği görevi yerine getirmeye çalıştık” dedi.
Savunmasını Ankara Hukuk Fakültesi’nde hocası Prof. Dr. Metin Günday’ın “Hukuk vicdanın yazılı halidir” sözüyle noktalayan Soyer, kararın vicdani, adil ve objektif olmasını diledi.
15 yıllık belediye başkanlığı sırasında dev bütçeler yöneterek, İzmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosunu başlattığını ifade eden Soyer, “Yurtdışından 3,2 faizle 4 yıl geri ödemesiz 12 yıl vadeyle 4 bankayı bir araya getirip bir sendikasyon kredisi yaratarak 490 milyon euro getirdim. Bugünün parasıyla neredeyse 24 milyar lira ediyor. Belediye bütçesinin %40’a yakınını her yıl yatırıma harcayarak, yurtdışından kaynak yaratarak 5 yıl içinde onlarca hizmeti kamuya kazandırdık. 1. Milyar Euro yurtdışından düşük faizli yatırım finansmanı sağladık. 5 yılda hayata geçirdiğimiz yatırımların yaklaşık tutarı 2,1 milyar Euro yani bugünkü kurla yaklaşık 102 milyar TL ediyor. Aldığımız 700 üzeri otobüs, tamamladığımız metro ve tramvay inşaatları, açtığımız 5 fabrika bunlardan sadece bazıları. Bu süreçlerde defalarca denetlendim soruşturuldum. Adeta mercekle kusur aranan tüm bu soruşturmaların hepsinden aklandım” dedi.
CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU: “BU DAVA SİYASALLAŞTIRILDI”
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, hakkında hazırlanan iddianameye yönelik açıklamalarda bulundu.
İddianamenin flu olduğunu belirten Aslanoğlu, “Kanun maddesi yazılmış, sanıklar fikir ve eylem birliği içerisinde nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyor. Ancak ortada belge ve kanıt yok. Lehte deliller var. Ben menfaat sağlamamışım, Tunç Soyer menfaat sağlamamış. Allah rızası için böyle bir dolandırıcılık olabilir mi?” dedi.
Aslanoğlu, iddianamede adı geçen üçüncü kişiye dikkat çekerek, “3. kişinin adı ne? Ne kadar menfaat sağlamış? Belge ve kanıt yok. Zarar varsa kişiler arasında oluşur. Bana bu şekilde açılan dava yok” ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bilgi aldığını, devletin izin verdiğini söyleyen Aslanoğlu, “Danıştay, kooperatiflerin işi yaptırılmasına gelince ‘cezai sorumluluk yoktur’ diyor. Ben 1 yıl kooperatif başkanlığı yaptığım için yargılanıyorum. CHP İzmir İl Başkanı olunca görevimden ayrıldım” dedi.
İZBETON’un izin almaması sebebiyle yargılandığını kaydeden Aslanoğlu, “Örnekköy’de hatalı imalat yapılmış. Orası benim başkanlık yaptığım yerden kilometrelerce uzak. Orada bir şey gördüler ve tüm projeleri durdurdular. Tüm projelerden tek tek karot aldılar ama bir şey bulamadılar. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ‘hatalı imalat var’ dedi ve suç duyurusunda bulundu. O kooperatife dava açılmadı, bana açıldı” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON’un başından beri eylem birliği yürüttüğünü vurgulayan Aslanoğlu, Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nı işaret ederek, “Onlar onay vermeden bir çivi dahi çakılamaz. Tüm İzmir’in haberi varken Kentsel Dönüşüm Daire Başkanının nasıl haberi yok? Yazı ile itiraz etmedi, kooperatifleri uyarmadı, üstlerine yazı da yazmadı. Nerede Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı?” dedi.
Süreçte kamuoyunun bilgisi olduğunu anlatan Aslanoğlu, “Anlaşma imzalandığında tüm gazeteler haber yaptı. 1 ay içerisinde lansman oldu. Lansmanda herkes konuşma yaptı. 5 ay sonra İZBETON ve İzmir Büyükşehir Belediyesi temel atma töreni düzenledi” ifadelerini kullandı.
Aslanoğlu, kendisinin belediye ile ilgisinin olmadığını dile getirerek şunları söyledi:
“Ben belediyenin hiçbir şeyi değilim. İZBETON’un 3. şahıslara vermesi mümkün değilse de bunun benimle ne ilgisi var? İZBETON ve Kooperatiflerle imzalanan devir sözleşmesi değil. Kooperatif kendine ait olmayan taşınmazda müteahhitlik hizmeti veremez deniyor. Alt yüklenici için müteahhitlik belgesi kooperatif kanununda üyelerine konut yapmak için vardır. Doğru cümle, kooperatif kendine ait taşınmazda iş yapamaz. İmar mevzuatına yapılan isnat yanlıştır. Bir yapı ruhsatı var, o da İZBETON’un. Ben CHP İzmir İl Başkanıyım. Bu iş benim yüzümden siyasallaştı.”
Mahkeme başkanı, tutuklu tüm sanıkların savunmalarının ardından duruşmaya 22 Eylül Pazartesi gününe kadar ara verdi.
Radyo Çağrı 97.5